Quantcast
Channel: Forum GazetesiSaid Arvas Archive » Forum Gazetesi
Viewing all articles
Browse latest Browse all 17

Ya hayır söyle, yahut sus!

$
0
0

Dil; küçücük bir organdır, fakat ibadeti de, isyanı da büyüktür. Küfür ve îmân ancak dilin şehâdetiyle açığa çıkar.
Sahasının ne sonu vardır, ne de sınırı. Hayır da dilin alanına girer, şer de…
Dilini dizginleyemeyenleri şeytan sürükler, uçurum kenarına çeker. Şeytanın en çok günah işlettiği uzvumuz dilimizdir. Dilin şerrinden ancak “onu İslamî terbiye ile gemleyen” kurtulabilir. Dilin nerede iyi ne zaman kötü kullanıldığı herkes tarafından bilinemez. Güzel dînimiz bu hususları açık ve seçik belirtmiştir.
İnsanlara verilen en büyük nimetlerden biri konuşabilme kabiliyetidir. Evet hayvanların da dili vardır, hem bizimkilerden iridir ama onlar söz söyleyemezler.
Dilimiz sayesinde derdimizi anlatabiliyor, ilim öğreniyor ve öğretebiliyoruz.
Yine dilimiz yüzünden, gaileler yaşıyor, dert çekiyoruz.
Dil insanı Cennete de götürür, Cehenneme de…
Nice insanlar ağızlarından çıkan bir söz yüzünden öldürülmüş ya da hapishanelerde çürümüşlerdir.
Niceleri de yaptıkları konuşmalarla takdir toplar, yüksek makamlara getirilir.

DİL İLE İKRÂR
Îmânlı olabilmek için, “kalp ile tasdîk”ten sonra “dil ile ikrâr” gerekir. Sahih îmân için ikisi de lâzımdır.
Bakması bile bize haram olan yabancı bir hanım, bir sözle (nikâh akdi ile) helâlimiz oluyor, aynı evde beraber yaşıyoruz.
Eğer ağzımızdan küfre sebep olacak bir cümle çıkarsa, hem îmânımızı hem nikâhımızı tazelemek zorunda kalıyoruz.
Bunun için konuşmaya başlamadan evvel söyleyeceklerimizi süzmeli, kontrol etmeliyiz.
Hazret-i Ebû Bekr dilinin altına çakıl koyar, konuşmadan evvel cümleleri ölçer biçerdi.
Eğer bir söz kendimize veya birilerine faideli olacaksa söylenmeli, yok faydasız ise konuşmaktan sakınmalı.
Hadîs-i şerîfte buyuruluyor: “Mü’minin dili kalbinin arkasındadır. Önce düşünür, sonra konuşur. Münâfıkın dili kalbinin önündedir, önce konuşur sonra düşünür.”
Konuştuktan sonra düşünmek neye yarar? Artık ok yaydan çıkmıştır. Pişmanlık faydasızdır.
Öyle ya söylemediğimizin sahibiyiz, söylediklerimizin esiri…
Mümkün olduğu kadar az konuşmalıyız. Zira çok konuşmak ahmaklık alâmetidir. İnsanlar da gevezelerden hoşlanmaz.
Allahü teâlâ bize bir dil vermiş, iki kulak. Demek ki iki dinlemeli bir konuşmalıyız.
Yine dilimizi iki kilit arkasına koymuş, dişler ve dudaklar.
Susan kazanır… Âlimin yanında susarsanız ilminiz artar, cahilin yanında susarsanız sabrınız…
İmâm-ı Mâlik hazretleri çenesini tutamayan birine “iyisin hoşsun da” demiş, “ah, bir aylık konuşmayı bir günde yapıyor olmasan…”
Lokman Hekim oğluna “Yavrum” demiş, “hatipler güzel konuşmalarıyla iftihar ederler, sen de güzel sükûtunla iftihar et!”
Hadîs-i şerîfte buyruluyor: “Allaha ve Âhiret gününe îmân eden konuşmalarına dikkat etsin. Ya doğru konuşsun, veya sussun. Çünkü ağızdan çıkan her söz melekler tarafından kaydedilir ve hesabı da görülür.”

LÜZÛMSUZ SORULAR
Gereksiz konuşmamalı, meselâ birine “oruç musun” diye sorup zor durumda bırakmamalı.
Belki tutamıyor, hasta… Onu mahcup etmeye ne hakkımız var? Belki de gizli saklı nafile oruç tutuyor, duyurmak istemiyor.
Yolda karşılaştığın bir dostuna nerden geliyorsun, nereye gidiyorsun diye sorulmaz.
Olur ya, sizin çağırılmadığınız bir yere davet edilmiştir.
Ne yazık ki dilimize dolanan mânâsız sorular var. Adın ne? Memleket nere? Mesleğin? Hangi mektebi bitirdin? Ne kadar maaş alıyorsun? Askerliği nerde yaptın? Evli misin? Çocuk var mı? Kaçı kız, kaçı oğlan?
Hâlbuki kabre girince tek soruya muhatap olacağız “Neyle geldin?”
İmâm-ı Gazâlî Hazretleri rahimehullah buyuruyor: “Çok konuşan sıkıntıdan kurtulamaz, az konuşan sıkıntıya düçar olmaz. Kimse söylemediği söz için pişmanlık duymaz.”
Dünyaya haris olan, helâle harama bakmaz, ne bulduysa cebine, midesine indirmeye çabalar.
Çok konuşan da doğru mu, yanlış mı demez, yerli yersiz konuşur, başına iş açar.
Anadoluda “bıçak yarası geçer” derler, “dil yarası unutulmaz!”
İbn-i Abbâs hazretleri “düşünerek konuşan insanların en akıllısıdır” buyurmuşlar!

msarvas@ihlas.net.tr

The post Ya hayır söyle, yahut sus! appeared first on Forum Gazetesi.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 17

Latest Images

Trending Articles





Latest Images